geçmişi veya gelecek, doğu veya batı, hangi dönem olup olduğu fark etmeksizin bir zaman yolcusu olduğunuzu farz edin. istediğiniz saniye, istediğiniz yerde ve zamanda bulunabiliyorsunuz. nereye giderdiniz?
bana sorarsanız sadece insan ırkının kurduğu bu medeniyeti varsayarsak -dünya üzerinde bizden önce başka medeniyetlerin de var olduğunu ve sonra da var olacağını düşünüyorum- en başta geçmişe giderdim. insanlarla dünya dışı canlılar arasında nasıl temaslar kurulmuş, piramid gerçekte gerçekte hangi amaç, hangi ırk tarafından yapılmış, onları görmek isterdim. sonra antik mısır, firavunlar, oradan sümerler, uygarlıklar, isa, davud ve muhammed.
şuradan başlayıp baya ilerilere uzanan felsefe hakkında da bir çok insanla görüşürdüm, platon'dan başlar, nietzsche'den çıkardım. neler neler.
hasan sabbah'ı kesin ziyaret ederdim, aklımda bir sürü soru var ona sormak istediğim. neler yapmış, başından gerçekte neler geçmiş, ömer hayyam ve nizamülmülk ile gerçekten bir arkadaşlığı var mıymış, bir sürü tonla soru sorardım.
marco polo'yu görmek isterdim.
osmanlı'yı görmek isterdim, osmanlı'yı sevmem ve anlatıldığı gibi hoşgörülü bir politika izlediğine inanmam ama merak etmişimdir.
leonardo'yu bulup hayranı olduğumu anlatırdım, hahahahaha çizimlerinden, eskizlerinden, mimariden, bissürü bissürü şeyden konuşurdum. ayrılmazdım yanından. lorenzo'ya selam panpa diyip konuşmayı öyle bitirirdim.
raphael, michelangelo, machiavelli, donatello gibi o dönemin ustalarına giderdim müzikte bach, bethooven komple ziyaret ederdim.
sonra van gogh, picasso, dali gibi bir çok ressamı da es geçmem.
hitler'i merak ediyorum, amk faşisti (şaka şaka).
siyaset açısından bakacak olursam. marx, lenin, stalin, hitler, troçki, abraham lincoln, eisenhower, engels ve bilimum diğer siyasetçilerle saatleece konuşurdum.
mustafa kemal... uzunca sohbet edeceğime eminim, planlarını sorardım, ülkeyi nasıl kurtaracağını, neler yapacağını, hangi inkılaplar, yine hoş sohbet. ağlardım kesin. ülkenin şimdiki durumunu sorsa doğruyu söyleyemezdim, yapamazdım, boğazım düğümlenir, ağlardım hüngür hüngür. neyse...
sanayi devrimi'ne tanıklık etmek için ingiltere'ye giderdim. darwin'le falan sohbet ederdim 'eğer insanlar maymundan geldiyse şimdiki maymunlar neden insan olmuyor' derdim 'çünkü evrimin nasıl işlediğini bilmiyosun geri zekalı' falan derdi.
george orwell'la siyaset, ideolojiler ve ideolojilere getirdiği akıllıca eleştiriler, kitapları hakkinda, sorular sorardım. keza aldous huxley de aynı şekilde.
led zeppelin konseri. kesinlikle. hatta her konser. plant, page, bonham, jones'la da detaylı detaylı grubun kurulmasını konuşurdum. bonham'a da 'çok içme hayvan' deyip kalkardım.
carl sagan'la bir rakı sofrası kurar 'anlat hacı' derdim. 'pale blue dot'dan girerdik, sonu gelmezdi muhabbetin. elimde olsa şu kişilerin alayıyla rakı sofrasına otururdum.
sonra gelecek hacı. akıcan. yeni icatlar, sonunda kendini tanıtan 'heeee bi akıllı sizdiniz amk' diyen uzaylıların kendilerini gösterdikleri güne giderdim. zaten büyük ihtimalle göreceğim 'allam çok heyecanlıyım'
***
eğer insan ırkının kurduğu medeniyetten önceki medeniyetler dahilse komple akardım.
atlantis ve mu uygarlığı, onlardan da önceleri. mars'taki eski yaşam teorisi.
bu evrenin oluşumu ve yok oluşu, diğer evrenler, sonra ilk evrenin oluşumu, eğer varsa son evrenin yok oluşu. ooof of.
insanların tanrı seviyesine ulaştığı bir gün olacak mı merak ettiğim için belki de direkt en sona giderim.
(bkz: insan kundaktaki tanrıdır)